Vajinismus DSM-IV-TR1 de cinsel fonksiyon bozukluğu olarak tanımlanmış ve cinsel ağrı bozukluklarının bir alt kategorisi olarak sınıflandırılmıştır. Vajinismus için temel tanı kriteri “vajinanın dış üçte birindeki kaslarda koitusu engelleyecek, yineleyici bir biçimde ya da istem dışı spazmın olması” olarak tanımlanmıştır. Kasılma, çok az gerginlik ve rahatsızlık oluşturmaktan, şiddetli penetrasyonu engellemeye kadar değişebilir”.
DSM-IV-TR tanı kriterlerinde ağrı vajinismus için temel bir özellik olarak belirtilmese de klinik pratikte sıklıkla görülmektedir. Vajinismusta kadının vajina kaslarındaki istemsiz kasılmalar nedeniyle hiçbir şekilde cinsel ilişkinin gerçekleşememesi söz konusudur ki bu durum bazı yazarlar tarafından “tamamlanmamış evlilik” olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizde normal popülasyonda vajinismus görülme sıklığı ile yapılan bir epidemiyolojik çalışmada vajinismus görülme sıklığı %15.3 olarak bildirilmiştir. Cinsel işlev bozuklukları polikliniklerinde yapılan araştırmalarda ise vajinismus sıklığı %66-75.9 olarak bildirilmektedir.
Vajinismusun herhangi bir ilaç ya da operasyonla tedavisi mümkün değildir. Cinsel terapi ile bu sorun, ortalama 2-4 ay sürede ve 6-10 seansta % 90’ı aşan bir başarı oranı ile tedavi edilebilmektedir. Vajinismus, en kolay tedavi edilebilen cinsel işlev bozukluğudur.
Vajinismus tedavisinde en sık uygulanan yöntem bilişsel davranışçı tedavilerdir. Bilişsel-davranışçı yöntemlerde amaç, yanlış öğrenilmiş tepkilerin yerine yeni ve doğru tepkilerin öğrenilmesine olanak sağlamaktır. Bu yöntemde bedeni tanıma egzersizlerinden başlanarak aşamalı koitus egzersizleri uygulanmaktadır. Ayrıca vajinal dilatasyon, psiko-eğitim, duyarsızlaştırma gibi geleneksel yöntemlerin vajinismus tedavisinde başarılı olduğu bildirilmekle birlikte henüz kanıta dayalı yeterli bulgu yoktur.
Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme tekniği travma sonrası stres bozukluğunda (TSSB) etkili bir işleme süreci ve tedavi yaklaşımı olarak ortaya konmuştur.
EMDR’de terapist tarafından verilen iki yönlü uyarı ile göz hareketleri sağlanmaktadır. Hasta bir tarafta travmatik yaşantının içsel temsilcisine odaklanırken, diğer taraftan da terapistin iki yönde hareket eden elini takip eder. Bu şekilde verilen ikili dikkat uyarıları setleri sıkıntı azalıp ya da ortadan kalkıncaya kadar sürdürülür. Travma terapisinde EMDR tekniğinin klinik etkisi çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir ve TSSB tedavisinde etkili bir tedavi tekniği olarak önerilmektedir. EMDR’nin özgül fobilerde de etkili bir tedavi tekniği olduğu öne sürülmüştür. EMDR ile birkaç seans süren tedavi sürecinde bu tür hastalarda belirgin bir iyileşme gözlendiği vurgulanmıştır.
Çocukluk çağında cinsel travmaya maruz kalmış erişkin dönemdeki kadınlarda yapılan çalışmalarda EMDR’nin travmaya bağlı semptomlarda azalma veya iyileşme sağladığı bildirilmiştir.
Jinekoloji & Kadın Hastalıkları hakkındaki tüm bilgileri Jinekoloji & Kadın Hastalıkları kategorimizi ziyaret ederek inceleyebilirsiniz.